kitap etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kitap etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Eylül 2017 Cuma

Kalbinizin derinliklerine işleyen acıyı,tek kelimeyle nasıl dile getirirsiniz?

Böğürtlen Kışı-Sarah JIO



Sarah Jıo bu zamana kadar okuduğum yabancı yazarların arasında en iyisi diyebilirim, ki bu tarz romanlarda yabancı yazar okumayı tercih ederim.Roman, akıcı dili,duygusal hikayesi ve şaşırtıcı sonuyla dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor.

Yazar diğer kitaplarında olduğu gibi bu kitabında da derinden gönlümüze dokunmayı başarmış.
Vera Ray,1933 yılında ABD 'nın seattle şehrinde olağan dışı gerçekleşen Mayıs ayında kar yağar.
Vera,her zaman ki gibi 3 yaşındaki oğlu Daniel'i öperek işe gider.
Oğluyla birlikte yaşayan Vera başına geleceklerden habersizdi.Oğlu evde tek başına bırakmak zorunda kalıyordu  çünkü bırakacak kimsesi yoktu yalnız bırakmak içine hiç sinmiyordu ama oğluna bakabilmek için ve yaşamlarını devam ettirebilmeleri için çalışmak zorundaydı.
O sabah eve geri döndüğünde karşılaştığı manzara oğlunun boş yatağı ve karlara gömülmüş en sevdiği oyuncak ayısıdır.
Daniel kaybolmuştur.

Seksen sene sonra  seattle yine Mayıs ayında karlar altındadır.
bu doğaüstü olayı haber yapmak isteyen bir gazete muhabiri,Claire Aldridge araştırmalara başlar.
Yaptığı araştırma neticesinde 80 yıl önce  küçük bir çocuğu bu zamanlarda kaybolduğu ve sonuçlanmamış olduğunu öğrenir.
Evlat kaybetmenin ne demek olduğunu bilen Claire, bu olayın üstüne gider.
Claire her çözdüğü düğüm onu biraz daha Vera'ya yaklaştırdığından habersizdir.

Kitapta,Claire'nin  hayatından da bahsediyor ama kısacası kayıp olan çocuğun Claire ile bağlantısı olduğunu bilin, gerçi ben son 50 sayfasında kim olduğu anlayınca kitabın sonuna zor geldim siz benim gibi yapmayın ve mutlaka okuyun.

Şiddetle tavsiye ettiğim kitaplardandır. :) Severek okuyacağınızdan eminim.Bu tarz romanlar ya da sizinde sevdiğiniz romanlar varsa ister yorum olarak ister mail olarak yazarsanız sevinirim.

İyi hafta sonları 😊😊😊



3 Ağustos 2017 Perşembe

Patasana


YAZAR:Ahmet Ümit
ESER ADI: Patasana
SAYFA SAYISI:520(Cep Boy)
YAYINEVİ: Everest Ya.
Tanıtım Bülteninden;
Gaziantep yakınlarındaki antik Hitit kentinde bir kazı. Üç bin yıl önce yazılmış  tabletler.Tabletlerin  bulunması ile başlayan cinayetler. Yazman Patasana'nın itirafları. Parlak güneydoğu güneşinin altında karanlık sırlar. Hititlerin tükenişi,Asurlular... Osmanlı'nın son dönemleri, Ermeniler... Günümüz Türkiye'si,Kürtler... Akan kardeş kanı... Bu toprakların değişmeyen yazgısı: Şiddet ve aşk... Bu topraklardaki kanlı tarihe bir ağıt... Bu toprakların zengin kültürüne bir güzelleme...

Kitabına adını veren Patasana,Hitit döneminde yaşamış bir saray başyazmanıdır. Mezopotamya dediğimiz bölgede yaşayan eski uygarlığın tabletlerini çıkarmak için Gaziantep'te arkeolojik kazı yapmak için bir grup arkeologun ve çevresinde gerçekleşen cinayetleri konu işlenmiş.
Ümit'in kitapları bölümlerden oluşuyor Patasana'da 28 bölüm ve 28 tablet var.

Yedi arkeolog; Esra,Bernd,Timothy,Teoman,Murat,Kemal ve Elif.Yapılan kazı çalışmaları sırasında Patasa'nın tabletlerine ulaşıyorlar ve bu tabletler Patasa'nın kendi hayatını anlattığı aynı zamanda kendi eliyle yazdığı tabletlerdir. Köy halkı tabletlerin bulundu yerde Kara Kabir'in yatırın olduğuna inanıyor ve kazı ekibini istemiyorlar.
Birinci cinayet, köyün yaşlılarından olan Hacı Settar'ın camii minaresinden aşağıya atılarak öldürülmesi bölge hakkının yatırın rahatsız edildiğine inanır.
Kazı ekibinin başkanı Esra, bu olaydan hem rahatsız olur hem de üzülür.Cinayeti soruşturmak üzere Yüzdaşı Eşref görevlendirilir ve Esra ile aralarında duygusal bir bağ gelişiyor.

İkinci cinayet ise; hem köy korucusu hem de köyün ileri gelenlerinden Cemşit Ağa'nın kafasının kesilmesi olur.

Üçüncü cinayet ise ;bakırcı ustasının oğlunun asılması olur.
                     
                               Dördüncü Cinayet ise;kazı ekibinden olan Kemal'in ölümü olur.

Tabletlerin bulunmasından sonra basın toplantısı düzenledir ve orada her şey açıda çıkar.

Ahmet Ümit'in okunmaya değer kitaplarından merakınız varsa gönül rahatlığıyla alıp okuyabilirsiniz.





27 Temmuz 2017 Perşembe

Kar Kokusu

Herkese Merhaba,

Bir Ahmet Ümit romanıyla yine sizlerleyim. Genel bilgileri şöyle vereyim.

                       Yazar: Ahmet Ümit
                        Yayınevi: Everest yayınları
                        Sayfa Sayısı: 288

İlk 1998'de yayımlandı Kar Kokusu.
Benim şuan elimdeki Ekim 2016 yılına ait 18.basım 
Kar kokusu Ümit'in okuduğum romanları arasından 4. sırada 5/3 puan veriyorum.

Türkiye'de 1980 darbesi sonrası Moskova'ya uluslararası bir okula eğitim için gönderilen  TKP 'li bir grup Türk öğrencileri arasında geçen olay ele alınmış.
Olay, grupta bir köstebek olduğu öğreniliyor ve ardından cinayetin işlenmesiyle başlıyor.
Olay karakterlerin tek tek KGB ajanları tarafından sorgulanıyor.Ve cinayetler gün ışığına nihayetinde çıkıyor.
Roman her ne kadar siyasi içeriği ağır olsa da, romanı okuduğunuzda polisi-gerilim türünde olduğunu anlaşılıyor.
Yarı otobiyografik bir roman olmasıyla karakterlerin iç dünyalarına misafir oluyoruz.Bu bölümler biraz sıkıyor ve merak duygusunu diğer romanlara göre uzaklaştırıyor.
Asla zaman kaybı değil,okumanızı tavsiye ediyorum.


Okuduğunuz Ahmet Ümit romanlarını,yorumlarınızı.fikirlerinizi bekliyorum.
Sevgiler 😊




24 Temmuz 2017 Pazartesi

Örneklerle Kolay Ekonomi

                                       Herkese merhaba,
ekonomi

Bu gün sizlere Türk Edebiyatı değilde farklı bir dalda ki İş Dünyasına ait olan bir kitaptan bahsedeceğim. DR. Mahfi Eğilmez hocamızın kaleme aldığı Örneklerle Kolay Ekonomi tanıtım bülteninden biraz bahsedeyim;
'' Kitabın amacı, ekonomiyi en basit haliyle ve okuyan herkesin anlayabileceği,yazılanları ve tartışılanları rahatça izleyebilmesini sağlamakla sınırlıdır. ''
Hayatımızın her anında ekonomi var bu herkes için geçerlidir.
Ekonomi; Arapça karşılığıyla İktisat, özünde Tasarruf anlamına gelir.
İİBF bölümlerinde okuyan herkesin bu kitabı okuması gerektiğini düşünüyorum.Çünkü bende İİBF Ekonometri bölümü öğrencisi olarak okuduğumuzun bölümlerin ne olduğunu kavrayamadan mezun olabiliyoruz. Çok insan tanıdım ve ders aldım böyle olmayacağım diye.
Kitap yalın bir dille yazılmış,sade bir anlatıma sahip ve hiçte sıkıcı değil. Hani İş dünyası türü sıkıcı denir ama tam dersi renkli, sade tasarımıyla sıkılmadan akıcı bir şekilde öğretici anlatımıyla konuya hakim olabilirsiniz.
Sözün kısası,ekonomiyi öğrenmek isteyen, TV programlarında konuşulanları anlamak isteyen,arkadaşlarınızla sohbet ederken konuya uzak olmamak isteyen herkese gönül rahatlığıyla tavsiye edeceğim bir kitaptır.

21 Temmuz 2017 Cuma

İstanbul Hatırası

kapak resmi



Bugün Byzantion'dan İstanbul'a uzanan,heyecan yüklü beni kendine hayran bırakan, tarihi yolculuk yaptıran aynı zamanda polisiye içerikli romandan bahsetmek istiyorum.
Ahmet Ümit ile ilk İstanbul Hatırası romanıyla tanıştım. Ne kadar övgü dolu söz varsa hak ediyor doğrusu.
Roman,İstanbul'un tarihi ile ilgili pek çok bilgi içeriyor ve Ümit'in diğer romanlarındaki baş kahramanı Başkomiser Nevzat, bu romanda da eşlik ediyor.
Konusu olarak, Peş peşe işlenen cinayetler Başkomiser Nevzat ve yardımcılarıyla İstanbul tarihi hakkında bilgi edinmeleri sağlayacak.Olaylar çözüme ulaşmaya başlarken ana karakter iç dünyasında hayatını,anılarını, pişmanlıklarını,arkadaşlıklarını sorgulamaya başlıyor...
...

sevgiler...🙂





18 Temmuz 2017 Salı

Değirmen


Merhaba, bir haftayı daha geride bırakırken bende bir kitabının sonuna geldim.Bir Sabahattin Ali hayranı olarak bu hafta ki blog misafirim Değirmen öyküsü olsun dedim.



Yazar: Sabahattin Ali
Eser :  Değirmen
Sayfa:137
Yayın evi :YKY

Ali'nin daha önce bütün romanlarını okuduktan sonra bu öykü kitabı açıkçası pekte beklediğim gibi değilde, Dil bakımından değil içerik anlamında beni tatmin etmedi.Kitabın içerisinde 16 tane kısa hikayeler var ve beni en etkileyen ilk hikayesi, kitabında adını taşıyan değirmen hikayesi oldu.Her bir öykü sizi konunun içine davet ediyor ve sizde seve seve konuk oluyorsunuz. Öyküler bambaşka yerlere götürüyor, merak duygusu uyandırmıyor değil. Diğer hikayeleri de güzel kötü değil ama sanki hikayenin sonu hava da kalıyor gibi geldi.
Haftaya görüşmek üzere Sevgiler...



9 Temmuz 2017 Pazar

Her Şey Seninle Başlar






Yazar:            Mümin SEKMAN
Sayfa Sayısı : 239
Baskı Yılı :    1. basım Kasım 2005
                      18. basım Mayıs 2017




İçimizdeki enerji ile yaşadığımız hayatlar birbirleriyle uyumlu olmayabiliyor değil mi ? Evet çünkü benimde öyle ,korkacak ve endişe edilecek bir durum değil işte size bir kılavuzdan bahsedeceğim.

 Doğru okudunuz bu konuda yazarımız da zaten kitabı için kılavuz kelimesini kullanıyor. 

Başarı; herkesin istediği ama ona erişmek için çabalamayan bizler nasıl başarılı olabiliriz.Başarıyla birlikte aklımızdaki her şey peşinden gelir; hayalini kurduğumuz hayat,para,aşk,mutluluk ve huzur...

Ne yaparsam yapayım başarılı olamıyorum diyenlerden misiniz?  Benim gibi hayattaki yolunuzu mu arıyorsunuz? İçinizdeki enerji ile yaptıklarınız uyuşmuyor mu? 

Ben bu kitapla umutlarımın sona bulduğu zamanla tanıştım tesadüfi değil bilerek isteyerek aldığım,severek okuduğum, verdiği örneklerle ağzım açık ' hadi canım !' diyerek tepki verdiğim baş ucu kitaplarımdan biri oldu.
Eğer gerçekten hayatınızda başarılı bir birey olmak istiyorsanız okumalısınız. 

HAYATTA YA TOZU DUMANI KATARSIN,YA DA TOZU DUMANI YUTARSIN.
SEÇİM SENİN!

12 Haziran 2017 Pazartesi

...Ve Mucizeydi Yaşamak


Yazar: Nur Meriç

Sayfa Sayısı: 344

Baskı Yılı: 2016



Bazen kendimizi içinden çıkamayacağımız derin bir kuyunun içinde hissederiz.Her ne kadar sesimizi duyurmak için bağırsakta yinede sesimizi duyan olmaz.İşte bu durumda hayatımıza derinden etkileyen,içimizdeki sesin çok daha güçlü olduğunu hatırlatan,kendimizi yeniden bulmamızı sağlayan kurtarıcı bir melek diyebilirim bu güzel kitap için.
Hepimiz dünyaya geliş amacımızı merak ederiz,ben bütün hücrelerimle merak ediyorum.
Tesadüf eseri kitap evinde dolaşırken karşıma çıkıverdi.Sanki beni çağırmış gibi kendimi bir anda kişisel gelişim kitaplarının yanında buldum. Normalde Türk Edebiyatı okuduğum için hiç ilgimi çekmez kişisel gelişim kitapları.
Kitabın dili yalın ve sohbet havasında olduğu için sanki karşımdaymış gibi hissederek okudum.Yazarımız iyi ki bu kitabı yazmış benim gibi ne hayal kursa yıkılan biri için yeni beklentileri yeni hayaller,umutları yeniden içimde yeşertti.Kendisi okuduğum en güzel kişisel gelişim kitabıdır.
Okumanızda kesinlikle fayda var. 

Eğer sizi de derinden etkileyen bu tarz kitaplar varsa benimle paylaşırsanız sevinirim.😊

10 Mayıs 2017 Çarşamba

"Şu Büyüklerin İşlerine Akıl Sır Ermiyor"

Merhabalar,

"Uçağının arızalanması nedeniyle çöle inmek zorunda kalan bir pilot, çölde bir çocukla karşılaşır. Bu çocuk, Küçük Prens'tir. Pilot çok geçmeden kendini Küçük Prens'in büyüleyici ve sürükleyici hikayesine kaptırır..."
  Antoine De Saint-Exupéry Küçük Prens kitabından bahsedeceğim. Bu kitap bir çoğumuzun çocukluk,gençlik zamanlarında hayatımıza dokunmuştur.Kendimize zaman ayırdığımız vakitlerde hem kendi iç dünyamıza hemde Küçük Prens'in dünyasına kısacık bir yolculuk başlamış oluyor.Ben bu sene okuma fırsatı buldum ve her kitap gibi bu kitabında sonuna gelmek hiç istemedim. O büyülü dünyadan gerçek dünyaya dönmeyi kim ister ki değil mi ?

İnternet'te oldukça fazla sözleri var Küçük Prens in ben o sözlerden etkilenerek, e biraz da arkadaşlarımın övmesiyle alıp okudum ve daha önce niye okumamışım diye de kendime sitem ettim.
Kişisel Gelişim kitaplarına ihtiyacı olan ya da meraklısı olanlara ve okumayan herkese ısrarlı olarak  tavsiye ediyorum. Kişisel gelişimciler,bu kitabı okuduktan sonra başka hiç gelişim kitaplarına ihtiyaç duymayacaklarını söyleyebilirim. Çünkü bunu kendimden yola çıkarak söylüyorum.

Sevgiyle kalın 😊

İnsan Ne İle Yaşar



Yazar: TOLSTOY
Sayfa Sayısı:96




Merhabalar,

''Şimdi anlıyorum ki her ne kadar insanlara hayatta kalmalarının sebebi kendi çabalarıymış gibi gözükse de hakikatte onları yaşatan, sadece sevgidir.Kim yüreğinde sevgi taşırsa,o sevgi Tanrı'dandır ve Tanrı o kişinin yüreğindedir,çünkü varlığın sebebi sevgidir.'' diye tanıtıyor yazar Lev Tolstoy.

Genellikle Türk Edebiyatı Klasiklerini okuyorum aslında tek tük yabancı yazarları okurum.Rus edebiyatı; Tolstoy ve dostoyevski 'nin yeri benim için ayrıdır.
Dün tekrar elime aldığım ve bugün bitirdiğim için buraya da yazmak istedim. 

Bu kitabı aslında ilk tam 5 sene önce okudum. O zaman 18 yaşındaydım ve kitap beni çok etkilemişti.Bendeki İhsan Özdemir'in çevirisi, kitabı okurken sanki olayların görgü tanığı sizsiniz gibi göz önünde canlanıyor.
Diğer bir etkilediği kısım şu üç sorunun cevabı;

  • İnsanın içinde barınan nedir?
  • insana verilmeyen nedir?
  • insan ne ile yaşar ?
bu soruların cevaplarını öğrendiğimde insanlara ve çevreye bambaşka bakmaya başladım tabi iyi anlamda çünkü bu soruları kitabı okuyarak, okurken yaşayarak bulabiliyorsunuz. Gelişim çağındaki gençlerin okuması gerektiği kanısındayım.

Sevgiyle kalın 😊




8 Mayıs 2017 Pazartesi

Beyaz Geceler


Merhabalar,

Bugün bir kitaptan, romandan bahsedeceğim size konu çok tanıdık gelecek aslında bana sanki yaşamışım gibi hissettirdi.
 Yapayalnız yaşayan bir adam, yalnızlıktan başka duygu hissetmeyen bir adam bu, insan içine çıkmaya korkan, kimseyle iletişim kuramayan kendi halinde dediğimiz sıfat tam da uygun bu adamcağız için,
Her gün sabahtan akşama kadar aylak aylak gezen in cin top oyuyor dediğimiz yerlerde vakit geçiren umutsuz vakalardan, lakin bir gece evine dönerken onun için bir umut kapısı açılıyor, korkularını orada bırakmak zorunda kalıyor, Çünkü, korku duygusundan başka körelmiş gün yüzüne çıkmasını bekleyen aşk, sevgi, kırgınlık, kaygı, üzüntü, acıma vb. duyguları ortaya çıkıyor.
O gece kahramanımız bir bayanla karşılaşıyor ve hikaye o zaman başlıyor.

Evet kitabın konusu aşk;

Niçin insanlar birbirlerine karşı açık yürekli davranmıyorlar? Neden en iyi insan bile karşısındakinden bir şeyler gizliyor, bütün düşündüklerini açıklamıyor.? Sözlerimizin yabana atılmadığını bildiğimiz zamanlar bile neden içimizden geçenleri olduğu gibi söylemiyoruz.? Nedense her kes olduğundan daha sert görünmek istiyor.? Duygularını hemen açığa vurursa altta kalacakmış, küçük düşürülecekmiş gibi bir korkuya kapılıyor.?

Yukarıdaki soruları ilişkilerimizde uygulasak çok düzgün ve her şeyin yolunda giden bir yaşantımız olur değil mi ? Yapmıyoruz, yapamıyoruz her iki taraf içinde şartlar el verişli değil mi ? Gördüğüm kadarı ile cesaretli insanlar aşkı yaşıyor o zaman aşk cesaret işi diyelim mi?

Bu yazıyı burada bitireceğim sizlerin yorumlarıyla tamamlamak istiyorum çünkü ben aşkı hiç yaşamadım bakın tatmadım değil yaşamadım diyorum…

Dostoyevski Beyaz Geceler kitabı…