duygu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
duygu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Mayıs 2017 Çarşamba

Bir Gülümsemedir Mutluluk

Asla yaptığımız iyiliklerin karşılığını beklemeyelim ,ben iyilik yapıp karışılığını beklemeliyiz onu anlatmak istemiyorum.Asıl amacım yaptığımız her ufak iyilik bizi buluyor emin olun.Bu bir gülümseme bile olur.
Günümüzde insanlar o kadar asık suratlılar ki bir gülümsesek bile sanki canını istemişiz gibi muamele yapıyorlar.İşte o insanlar hayatta başarılı olamazlar.Çünkü girdikleri ortamdan hep dışlanırlar.
İyiliğin büyüğü küçüğü olmaz gerçi dedim ya gülümsemeyen insanlar var hayatta işte bu durum bizim hoşumuza gitmiyor değil mi ?
Suratsız insanları sevmeyiz. O yüzden bir gülümseme alanı sevindirir vereni yüceltir annem hep böyle der.Düşününce ne kadar doğru değil mi? Hem gülümsemek bir nevi sadakadır. Yüzümüzden gülümsemeyi n'olur eksik etmeyelim.😊😊😊




24 Mayıs 2017 Çarşamba

90'larda Çocuk Olmak

Hangi yaşa gelirsek gelelim "keşke çocuk olsaydım." cümlesini hepimiz söylüyoruzdur. Hele birde hangi yılın çocuğu olsakta oynanan oyunları,oyuncakları,dostlukları,muhabbeti tadı hala damaklardadır.

Bir 90 'lar çocuğu olarak okuldan döner yemeklerimizi yer ödev bile yapmadan akşama kadar mahalledeki arkadaşlarımla oynadığımız saklambaç,körebe,ebelemece(elim sende), yerden yüksek... bıkmadan usanmadan her gün akşam ezanına kadar oynardık.
Bunları yazarken bile ne günlerdi be deyip gülümsediğimi fark ettim. Yeri gelmişken itiraf edeyim körebeyken hep alttan bakardım.Okuyan arkadaşlarım bana kızmasın o zaman çocuktuk.🙈 


İşte en sevdiklerim kolonyalar 😍 biz ilk okulda arkadaşlarımızla avuç avuç alırdık tanesi 5 kuruş gibi bir şey diye hatırlıyorum. Bilmeyenler için, her rengin kokusu farklı pembesi en güzel kokanıydı. Annem çok kızardı boya onlar alıp getirme diye yaramaz bir çocukluğum olmamasına rağmen dinlemezdim. 
 Öğle aralarında bizim okulun karşısındaki markete giderdik orada şaka oyuncakları vardı ve biz hepsini talan ederdik. Kaybolan mürekkep,yüzüklü su..

Sanal bebek,atari,meybuz,teletabiler, çokomel..

Ay savaşçıları,Maske,Afacan Dennis,Snoopy,Taş Devri,Jetgiller,Vikingler,Heidi... bu liste uzar gider hepsini de hiç kaçırmadan izledim. 

O kadar çok şey var ki özlediğim.   







10 Mayıs 2017 Çarşamba

"Şu Büyüklerin İşlerine Akıl Sır Ermiyor"

Merhabalar,

"Uçağının arızalanması nedeniyle çöle inmek zorunda kalan bir pilot, çölde bir çocukla karşılaşır. Bu çocuk, Küçük Prens'tir. Pilot çok geçmeden kendini Küçük Prens'in büyüleyici ve sürükleyici hikayesine kaptırır..."
  Antoine De Saint-Exupéry Küçük Prens kitabından bahsedeceğim. Bu kitap bir çoğumuzun çocukluk,gençlik zamanlarında hayatımıza dokunmuştur.Kendimize zaman ayırdığımız vakitlerde hem kendi iç dünyamıza hemde Küçük Prens'in dünyasına kısacık bir yolculuk başlamış oluyor.Ben bu sene okuma fırsatı buldum ve her kitap gibi bu kitabında sonuna gelmek hiç istemedim. O büyülü dünyadan gerçek dünyaya dönmeyi kim ister ki değil mi ?

İnternet'te oldukça fazla sözleri var Küçük Prens in ben o sözlerden etkilenerek, e biraz da arkadaşlarımın övmesiyle alıp okudum ve daha önce niye okumamışım diye de kendime sitem ettim.
Kişisel Gelişim kitaplarına ihtiyacı olan ya da meraklısı olanlara ve okumayan herkese ısrarlı olarak  tavsiye ediyorum. Kişisel gelişimciler,bu kitabı okuduktan sonra başka hiç gelişim kitaplarına ihtiyaç duymayacaklarını söyleyebilirim. Çünkü bunu kendimden yola çıkarak söylüyorum.

Sevgiyle kalın 😊

İnsan Ne İle Yaşar



Yazar: TOLSTOY
Sayfa Sayısı:96




Merhabalar,

''Şimdi anlıyorum ki her ne kadar insanlara hayatta kalmalarının sebebi kendi çabalarıymış gibi gözükse de hakikatte onları yaşatan, sadece sevgidir.Kim yüreğinde sevgi taşırsa,o sevgi Tanrı'dandır ve Tanrı o kişinin yüreğindedir,çünkü varlığın sebebi sevgidir.'' diye tanıtıyor yazar Lev Tolstoy.

Genellikle Türk Edebiyatı Klasiklerini okuyorum aslında tek tük yabancı yazarları okurum.Rus edebiyatı; Tolstoy ve dostoyevski 'nin yeri benim için ayrıdır.
Dün tekrar elime aldığım ve bugün bitirdiğim için buraya da yazmak istedim. 

Bu kitabı aslında ilk tam 5 sene önce okudum. O zaman 18 yaşındaydım ve kitap beni çok etkilemişti.Bendeki İhsan Özdemir'in çevirisi, kitabı okurken sanki olayların görgü tanığı sizsiniz gibi göz önünde canlanıyor.
Diğer bir etkilediği kısım şu üç sorunun cevabı;

  • İnsanın içinde barınan nedir?
  • insana verilmeyen nedir?
  • insan ne ile yaşar ?
bu soruların cevaplarını öğrendiğimde insanlara ve çevreye bambaşka bakmaya başladım tabi iyi anlamda çünkü bu soruları kitabı okuyarak, okurken yaşayarak bulabiliyorsunuz. Gelişim çağındaki gençlerin okuması gerektiği kanısındayım.

Sevgiyle kalın 😊




8 Mayıs 2017 Pazartesi

Beyaz Geceler


Merhabalar,

Bugün bir kitaptan, romandan bahsedeceğim size konu çok tanıdık gelecek aslında bana sanki yaşamışım gibi hissettirdi.
 Yapayalnız yaşayan bir adam, yalnızlıktan başka duygu hissetmeyen bir adam bu, insan içine çıkmaya korkan, kimseyle iletişim kuramayan kendi halinde dediğimiz sıfat tam da uygun bu adamcağız için,
Her gün sabahtan akşama kadar aylak aylak gezen in cin top oyuyor dediğimiz yerlerde vakit geçiren umutsuz vakalardan, lakin bir gece evine dönerken onun için bir umut kapısı açılıyor, korkularını orada bırakmak zorunda kalıyor, Çünkü, korku duygusundan başka körelmiş gün yüzüne çıkmasını bekleyen aşk, sevgi, kırgınlık, kaygı, üzüntü, acıma vb. duyguları ortaya çıkıyor.
O gece kahramanımız bir bayanla karşılaşıyor ve hikaye o zaman başlıyor.

Evet kitabın konusu aşk;

Niçin insanlar birbirlerine karşı açık yürekli davranmıyorlar? Neden en iyi insan bile karşısındakinden bir şeyler gizliyor, bütün düşündüklerini açıklamıyor.? Sözlerimizin yabana atılmadığını bildiğimiz zamanlar bile neden içimizden geçenleri olduğu gibi söylemiyoruz.? Nedense her kes olduğundan daha sert görünmek istiyor.? Duygularını hemen açığa vurursa altta kalacakmış, küçük düşürülecekmiş gibi bir korkuya kapılıyor.?

Yukarıdaki soruları ilişkilerimizde uygulasak çok düzgün ve her şeyin yolunda giden bir yaşantımız olur değil mi ? Yapmıyoruz, yapamıyoruz her iki taraf içinde şartlar el verişli değil mi ? Gördüğüm kadarı ile cesaretli insanlar aşkı yaşıyor o zaman aşk cesaret işi diyelim mi?

Bu yazıyı burada bitireceğim sizlerin yorumlarıyla tamamlamak istiyorum çünkü ben aşkı hiç yaşamadım bakın tatmadım değil yaşamadım diyorum…

Dostoyevski Beyaz Geceler kitabı…